20 yıldır 500‘ün üzerinde şirkete dijital dönüşüm konusunda destek veren IFS Türkiye, geçtiğimiz günlerde Türkiye’den dünyaya dijital dönüşümün de yardımı ile daha fazla sürdürülebilir başarıya imza atan şirket kazandırmak amacı ile kurduğu IFS Gelecek Yatırımcıları Platformu kapsamında bir zirve düzenledi. Dijital dönüşümün öneminin; sürdürülebilirlik, global arenada rekabet, çalışan gücünün dijitalleşmeye adaptasyonu, kullanıcı deneyiminde yeni nesil teknolojilerin kullanımı vb. oturum başlıkları altında, iş ve akademik camialardan 25 konuşmacı ile ele alındığı zirveden önemli başlıklar çıktı.

IFS Gelecek Yatırımcıları

Her yıl tekrarlanması planlanan IFS Gelecek Yatırımcıları Zirvesi’nin bu yıl gerçekleşen birincisinde; dijitalleşen dünyaya ne kadar hızlı adapte olur, gençlere ne kadar güvenir ve değişimden ne kadar korkmazsak ülke olarak global rekabette o kadar başarılı olacağımız bir kez daha göz önüne serildi.

Dijital Dönüşümde Z Kuşağının Beklentileri Mutlaka Dikkate Alınmalı!

Toplamda 5 oturumla gerçekleşen zirvenin, sürdürülebilirlik ve uçtan uça dijitalleşmenin konuşulduğu ilk oturumunda “hız” ve “zaman” önemlerinin altının çizildiği  “kilit kavramlar” oldu. Yapılan konuşmalarda dijital dönüşümde gençlerin etkisi sıklıkla vurgulandı. Z kuşağının istek ve beklentilerine göre ürün ve servisler üretilmesi gerektiğinin altı çizildi.

Dijital Dönüşüm İçin Gençlere Güven Tam Olmalı

Global Ligde Başarı İçin Beyin Göçü Tersine Çevrilmeli!

Global arenada var olmanın dijital boyutunun konuşulduğu ikinci oturumda dünya markası olmayı hedeflese de aile şirketlerinin stratejik planlamalarında dijitalleşmeyi hala 3. sıraya koyuyor olması tartışıldı. Ülke olarak başarılı mühendisler ve teknik kabiliyeti yüksek gençler yetiştiren bir ülke olduğumuz vurgulandı; uluslararası şirketlerin sunduğu teklifler ve istihdam fırsatları ve beyin göçünün engellenmesi konuları tartışıldı.

Yapay Zeka Çalışanın İşini Kapmayacak, Çalışan Yeni Yetkinlikler Edinmek Zorunda Olacak!

Dijital dönüşümde “çalışan direnci” üzerine bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı üçüncü oturumda dijital dönüşümün başarılı olması için mutlaka insanı merkeze alması gerekliliğine vurgu yapıldı. Çalışanların dijital dönüşüme gösterdikleri direnç için ise mutlaka neyin, neden yapıldığının şeffaf bir şekilde iletişime açılarak öncelikle “işten çıkartılma”, “artık işe yaramama” vb. korkuların yok edilerek dijital dönüşüme başlanmasının önemine değinildi. “Geleceğin işi ne?” sorusunun gündemden düştüğü yeni sorunun; “işin geleceği ne?” olduğunun altını çizen konuşmacılar; bazı meslekler sona erse de dijital dönüşümde insanın öneminin azalmayacağını, kaybolan iş kolları yerine yepyeni uzmanlıklar gerektiren yeni meslekler geleceğini, yapay zeka iş sahnesinde etkin bir şekilde yerini alsa dahi yakın insan ilişkilerinin öneminin ayrıca artacağına değindiler.

Yapay Zekada Etik ve Dijitalleşmede Kültürel Dönüşüm Konularına Dikkat!

“What’s Next?/Sırada Ne Var?” başlığı ile gerçekleşen oturumda siber saldırıların şekil değiştirdiğini, artık fark etmeden sızan siber saldırılar ile karşı karşıya olduğumuzun altı çizildi ve dijitalleşmede kültürel değişimin önemine vurgu yapıldı. Yapay zeka üretirken etik konusuna dikkat edilmesi gerektiğine değinen konuşmacılar, dijital değişimi gerçekleştirirken şirketin varoluş sebebini ve 5 yıl sonraki hedefleri unutmamak gerektiğine değinildi. Konuşmacılar ayrıca 2023’te nesnelerin internetinin yarattığı iş hacminin 500 milyar Euro’yu aşacağı öngörüsünde bulundular.

Cinsiyetçi Veriler Yüklenen Yapay Zeka Yanlış Kararlar Alıyor!

Kullanıcı deneyimi ve yeni nesil teknolojilerin konuşulduğu oturumda ise 2030’larda klavye ve farenin tarihe karışacağı ve mimikler ile teknolojik iletişim kurulabileceğine değinildi. Artırılmış gerçeklik uygulamalarının hayatın her alanına erişeceğini belirten konuşmacılar, 2045 yılında sanatsal faaliyetlerin de yapay zeka tarafından gerçekleştirileceğinin düşünüldüğünü, yapay zekanın bir Bach ya da barok eserin kopyalarını yapabileceğini belirtti. Dünyayı anlamlandırma konusunda teknoloji hızına göre geride olduğumuzun belirtildiği oturuma damgasını vuran yorum ise insanların cinsiyetçi kararları üzerinden data yüklenen yapay zekanın yanlış kararlar aldığı idi. Görünen o ki cinsiyet eşitsizliğini bünyesi kabul etmeyen yapay zeka sayesinde önümüzdeki yıllarda cinsiyet eşitsizliği konusu ve buna bağlı problemler komple ortadan kalkacak.

 

Shares: