ERP HABER – IFS Türkiye, Satış ve Pazarlama Direktörü, Yönetim Kurulu Üyesi Ergin Öztürk : “Türk KOBİ’leri için en önemli konulardan bir tanesi teknolojiyi ve sistemi bunun içinde kullanmak. Neden önemli? Çünkü siz, örneğin IFS’i aldığınızda size verilen sadece bir yazılım değil aslında. Size verilen şey bir know how. Dünya standartında bir iş yapmak istiyorsanız, bunun için organizasyonlarınızı, iş akışlarınızı düzenlemek istiyorsanız, bu noktada dünya standartında bir ürünle bu yapıya kavuşmanız gerekir.”
IFS Türkiye Ergin Öztürk : IFS’i Aldığınızda Size Verilen Sadece Bir Yazılım Değil
ERPHABER: Krizin, etkisinin azaldığı bu günlerde müşteriler daha çok hangi konulara yöneliyorlar?
Ergin Öztürk: Geçtiğimiz 2 yıl içerisinde işletmeler ağırlıklı olarak mevcudiyetlerini koruyabilecek tedbirler aldılar. Bunlar nelerdir? Finansal tedbirler aldılar; eleman sayılarını azaltmaya gittiler. Kapasitelerini minimum seviyelere düşürdüler. Ve özel durumlar hariç hiç yatırım yapmamaya özen gösterdiler.
Bunun içerisinde IT yatırımları da dahildi. İşletmelerin, bu dönemde en çok ihtiyaç duydukları şey verimlilik. Aslında, normal şartlarda biz işletmelerden şunları beklerdik: işlerin yoğunluğunun azaldığı bu dönemde keşke işletmeler kendilerini finansal olarak biraz daha güçlü hissetselerdi de IFS gibi tamamen verimlilik artırıcı çözümlere odaklanıp, işlerinin bu duraksadığı dönemde bu konulara ağırlık verip, altyapılarını gözden geçirselerdi.
Bunu yapan işletmeler oldu, ama ağırlıklı işleri stand-by’a almaya yoğunlaştı. Tabi, yavaş yavaş işler yoğunlaşmaya başladı. Bu hareketlilik çok düzenli değil. Yani, bir ay çok hızlı gidiyor, iki-üç hafta duraklıyor. Biz, kendi adımıza baktığımızda geçen yılın aynı ilk 2 quarter’ına göre yüzde 28′lik bir artış kaydetmişiz. Bu bile normal şartlarda bunun bir göstergesi.
Bizim gibi IT alanındaki yatırımda önemli bir kalemde işletmeler yatırım yapmaya başlamışlar. Şu dönemde en çok yapılan yatırımlar ağırlıklı ERP sistemleri. Yani, işletmeler ERP sistemlerini gözden geçirip, kendilerine uygun sistemleri konumlandırıyorlar. Buradaki amaçları da, önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde, kriz döneminde duran ve hızlı büyümek isteyen şirketler, artık “Start” noktasında olduklarını hissettikleri için, bu noktadan sonra hızlı hareket edeceğimiz zaman en azından sistemsel olarak ayakbağı olacak bir şey olmasın. Verimliliğimiz son noktada kullanalım diye düşünüyorlar.
ERPHABER: KOBİ’lerden bahsedecek olursak, KOBİ’ler teknolojiden gereği gibi faydalanabiliyorlar mı?
Ergin Öztürk: Biz Türk halkı olarak teknolojiye yatkınız. Yalnız, bunun kullanımı konusunda daha çok donanım ağırlıklı şeylere yatkınız. Yani, yeni makineler, yeni PC’ler, yeni server’lar, yeni cep telefonları tarzı şeylere daha yatkınız.
Ne yazık ki çok sistematik bir millet olmadığımız için, teknolojiyi sistemsel anlamda kullanma konusu biraz yeni. Ama bu, geçtiğimiz 3-5 yıl içerisinde KOBİ’lerde gittikçe yoğunluk kazanmaya başladı. İnsanlar, bunları kulaktan kulağa duymaya başladılar.
ERP sistemlerini kullanmaya başlayan ve verimlilik elde eden işletmeler, diğerlerine tavsiye etmeye başladı. Türk insanı daha sosyal olduğu için, birbirleriyle konuşarak bu tarz şeylerin yayılmasına sebep oldu. Evet, bu çok önemli.
Çünkü Türk KOBİ’leri için en önemli konulardan bir tanesi teknolojiyi ve sistemi bunun içinde kullanmak.
Neden önemli? Çünkü siz, örneğin IFS’i aldığınızda size verilen sadece bir yazılım değil aslında. Size verilen şey bir know how. Dünya standartında bir iş yapmak istiyorsanız, bunun için organizasyonlarınızı, iş akışlarınızı düzenlemek istiyorsanız, bu noktada dünya standartında bir ürünle bu yapıya kavuşmanız gerekir.
Neden? Çünkü, dünyada 50 ülkede bin lerce müşteri tarafından, 25 yıldır kullanılmakta olan bir sistem içerisinde belirli uzman sektörşerde know how’ları barındırıyor. Siz, aslında yazılım aldığınızda bu iş akışlarını, bu çalışma biçimlerini, yani bizim “best practice” dediğimiz bu akışları alıp şirketinize kuruyoruz.
Bu da beraberinde size yeni bir iş akış biçimi kazandırıyor. Süreçleriniz hızlanıyor. Siparişlerini aldığınızdan sevkiyatına kadar süreçleriniz hızlanıyor. Mükerrer operasyonlar ortadan kalkıyor. Bilgiye ulaşmak çok kolaylaşıyor.
Dolayısıyla, daha rahat karar verebilir bir hale geliyorsunuz. Bunu ben şuna benzetiyorum. Siz IFS’i kurmaya başladığınızda, kilo almışsınız, vücudunuz yağ bağlamış ve hareketiniz kısıtlanmış, biz sizi sıkı bir diyete, spora sokuyoruz. Ve diyoruz ki: artık daha hızlı koşman gerekiyor, bunun için de yağlarından arınman gerek. Bunun için de yapman gereken ne varsa yapacaksın.
Dolayısıyla, o yüzden, yaptığımız projeler sadece bir yazılım projesi olaral algılanamıyor. Komple bir değişim projesi. Bu değişim projesinin içerisinde yönetsel olarak gerekiyorsa organizasyonel değişiklikler de yapmanız gerekiyor.
Neden? Çünkü, IFS öncesinde önemli olan bir operasyon IFS sonrasında tamamen ortadan kalkabiliyor. Ya da daha önceden hiç verinin girilmediği bir operasyon artık veri girişi isteyip o noktada verilerini talep edebiliyoruz. Ve bununla da eskiden çok yeterli görülen bir sürecin başındaki kişi, IFS sonrasında yetersiz duruma düşebiliyor.
Boşa çıkan insanları, başka noktalara kaydırıyorlar. Beraberinde yeni istihdamlar da gerekebiliyor. Toplamda işletmenin verimi, en az yüzde 30-40 oranında artıyor. Bunun çok güzel örnekleri var.
Örneğin, bizim Bursa’daki bir müşterimizin sadece yıllık malzeme alımı, 80 milyon doların üzerindedir. Burada, hiç yoksa yüzde 10′luk malzeme tasarrufu sağlanıyor. Bu da şu demek, yıllık yaklaşık 10 milyon dolarlık daha az malzeme alabiliyor hala geliyorsunuz. Örneğin, depolarından bir tanesini kapattık biz. Niye? Çok gereksiz, yanlış planlamadan doğan stoklama maliyetleri vardı. Bu, hammadde bazında yarı mamul ve mamul bazındaydı.
Genellikle, KOBİ’lerde yaşanan en büyük problemlerden biri şu: KOBİ’leri bir noktaya getirirken izlenen strateji, o noktadan sornra büyümesi için geçerli olmayabiliyor. Diyelim cironuz 20 milyon dolara kadar gayet iyi büyümüşsünüz. Ama, öyle bir noktaya gelmişsiniz ki, büyümek istiyorsunuz ve insan almak istiyorsunuz. Ve eleman aldığınızda ilk elemanla yaptığınız işi 4 katı elemanl yapamıyorsunuz.
Eleman sayısı arttıkça bir bakıyorsunuz şirkette işler daha bir karmaşıklaşıyor. Verimsizlik artıyor. İşte, bu noktada ihtiyaç duyduğunuz şey IFS. IFS, size bu işin naslı yapılırın akışıyla birlikte geliyor.
Nedir? Diyelim ki bir otomotiv yan sanayi firmasısınız. Tamam, siz bir parçayı çok üretiyor olabilirsiniz. Ama, bu siparişin nasıl alınması, planlanması, üretimi, sevk edilmesi, maliyeti, insan kaynakları, dökümü, ürün dizaynı, proje yönetimi nerede, bugüne kadar nasıl çalıştıysanız sadece o bilgiye sahipsiniz.
Oysa, biz size geldiğimizde dünyada 300 tane, aralarında BMW, Scania gibi firma, Türkiye’de 20′ye yakın otomotiv yan sanayinin know how’ı ile geliyoruz. Bu, sadece bir sektör için. İster istemez bunu size yazılımla birlikte oturtuyoruz. Bu, otomotivde de böyle, enerjide de böyle.