[av_textblock size=” font_color=” color=” av-medium-font-size=” av-small-font-size=” av-mini-font-size=” av_uid=’av-l50nc9g3′ custom_class=” admin_preview_bg=”]
Perakende Günleri 2022’de oturum sponsoru olan Nebim, Perakende Günleri’nin ikinci gününde gerçekleşen oturumunda, Nebim Genel Koordinatörü Sedat Taşçı ve dünyada 99 farklı ülkede faaliyet gösteren küresel ECCO ailesinin Ortadoğu ve Afrika Bölge Direktörü Necati Deniz Erda, UAE’de gerçekleştirdikleri operasyon ile ilgili deneyimlerini paylaştı. Aynı zamanda Ecco’nun UAE ve Türkiye’de kullandığı Nebim çözümleri hakkında bilgi verdi.
Oturumun açılışını yapan ve dinleyicilere Nebim ve Nebim’in perakendeci, toptancı ve üreticiler için geliştirdiği ERP ve mağazacılık yazılımı olan Nebim V3 hakkında bilgi veren Sedat Taşçı; “Perakende ailesi çok geniş bir aile. Kendi alanında çok güçlü markalarla yıllardır birlikte çalışıyoruz. Yurt dışındaki durumumuza baktığımız zaman şu anda 29 ülkede, 19 dilde, 80’nin üzerinde markada ve 1000’in üzerinde mağazada Nebim V3 kullandırıyoruz. Her geçen gün yeni marka ve mağazalarla yazılım ihracatı yapamaya devam ediyoruz.
Yurt dışında hizmet verdiğimiz 29 ülkenin bazılarında herhangi bir regülasyon kısıttı, bir özel yerelleştirme olmadan Nebim V3’ü kurabiliyoruz ama bazı firmalarda da ülkenin kanunlarına göre bazı değişiklikler, yerelleştirmeler yapmak gerekiyor. Bu anlamda da bu entegrasyonları yaparak markaların ihtiyaçlarına göre yayılmaya devam ediyoruz.
Nebim V3 hali hazırda 19 dilde kullanılabiliyor. Ara yüz dilinin dışında veri dilinin de istediğiniz kadar ülke diline çevrilmesi sağlanıyor ki yabancı kullanıcıların da kendi ülkesinde programı kullanırken ara yüzün dilinin dışında verileri de kendi dillerinde görebilmesini sağlamış oluyoruz.
80 markanın, 1000’in üzerinde mağazasında değişik kurulum ihtiyaçları çıkıyor. Ülkenin durumuna ve yapısına göre bazı markalar Türkiye’ye online şekilde bağlanırken, bazı markalar da o ülkeye yerel kurulum yapılabiliyor ve yine otomatik bilgi transferi ile bilgi merkeze gelmiş oluyor.” diyerek Nebim V3’ün yurt dışında 29 ülkede, 19 dilde, 80+marka ve 1000+mağazada kullanımıyla ilgili detayları paylaştı.
[/av_textblock]
[av_video src=’https://www.youtube.com/watch?v=Zv0aBZ_y6us’ mobile_image=” attachment=” attachment_size=” format=’16-9′ width=’16’ height=’9′ conditional_play=” av_uid=’av-l50nbc8c’ custom_class=”]
[av_textblock size=” font_color=” color=” av-medium-font-size=” av-small-font-size=” av-mini-font-size=” av_uid=’av-l50nbvqn’ custom_class=” admin_preview_bg=”]
Taşçı’nın açılış konuşmasının ardından Nebim’in oturum konuğu olan ECCO Ortadoğu ve Afrika Bölge Direktörü Necati Deniz Erda Ecco’yu tanıtarak Nebim ile birlikte hayata geçirdikleri projeler ve bu projelerdeki başarı hikayesini konuklarla paylaştı.
“ECCO bir Danimarka firması. 1963’te kurulan mütevazi fabrikasında hayata başlayan %100 bir aile şirketi. 72 kişi çalışan ile başlayan ve bugün 21.500’ün üzerinde çalışana ulaşan ve bu 21.500 çalışanı 72 farklı coğrafyadan olan çok uluslu bir kültür. ECCO kadından yana pozitif ayırımcı bir şirket. Çalışanlarımızın %70’i kadın, %30’u erkek. 90 ülkede şu anda satışımız var. Toplam dünyada 2.250 tane mağazamız, shop’umuz, 14 binin üzerinde de satış noktamız mevcut. Geçen yılki ciromuz 1,3 milyar Euro. Karlılığımız yaklaşık %7. Covid’ten önce genelde %14 – 15’di. Covid ile beraber tabi ki biraz karlılıklar düştü ama şunu da söyleyeyim Covid’te karlılıklar düştü. 2021 – 2022 yılında Ecco’nun yaptığı toplam yatırım 295 milyon Euro’luk yatırım. Burada en önemli konulardan bir tanesi, Ecco bütün süreçlerini kendisinin yönetiyor olması. Bir ayakkabının deri olarak fabrikaya gelmesinden paketlenmesine kadar geçen süreçte tek bir ayakkabıya 210 çift el değer. Bu 210 çift elin hepsi Ecco’nun kendi bordrolu personelidir. Ecco’nun 6 tane ayakkabı fabrikası, 4 tane deri fabrikası var. Bütün fabrikaları yine kendisinin mülkü olan fabrikalardır. Bu yüzden bütün süreçleri yöneten, kendi fabrikaları olan ve aynı zamanda tabi ki çevreye de duyarlı bir şirket. Çevreye duyarlılık anlamında da hedefimiz 2024’ten 2030’a kadar geçen süreçte 2030’da sıfır atık ile tamamen çevre dostu bir şirket olmak. Bugün 4 tane deri fabrikamız, iki sene önce yapılan 50’şer milyon Euro’luk yatırım ile susuz deri yıkamasını yapıyorlar. Susuz deri yıkamak, ECCO için 25 milyon litre ve dünya için 25 milyon litre su tasarrufu demek. Bu Dünya Sağlık Örgütü’nce yaklaşık 10 bin kişinin su ihtiyacı demek. Bir şirket 10 bin kişi 100 şirket 1 milyon kişi. Bu çevreye sorumluluğumuz. Herkesin bu bilinci arttığı sürece umut ediyorum ki daha güzel bir dünyayı çocuklarımıza ve torunlarımıza miras bırakma şansımız olacak.”
“James Gulliver’in dediği gibi “Perakende Detaylardan Oluşur” ya da İspanyolların dediği şekilde “Para Detayların İçerisinde”. Detaylara ne kadar çok hakimseniz, detayları ne kadar çok iyi biliyorsanız perakende işinizi de o kadar başarılı bir şekilde yönetmeniz mümkün. Tabi ki bizim Nebim ile iş birliğimiz 2013 yılından daha önce Hummel ile başladı. Türkiye’ye ECCO gelince 2013 yılında Nebim ile çalışmaya başladık. Hayatta hepimiz birçok plan yaparız. Planlar kafamızda uçuşur. Milyonlarca plan hepimizin aklına gelir ama önemli olan bu planların uygulamaya geçebilmesidir. Çünkü bir planı uygulamaya geçirmedikten sonra hiçbir anlamı yok. Tabi ki plan tek başına yeterli değildir. Planı uygulamaya koyabilmeniz lazım. Çok iyi plan çok iyi bir uygulama yine yeterli değil. Plan çok iyi bir uygulama ve sonunda da baktığınız zaman muhakkak takibini yapmanız lazım. Biz Nebim ile 2013 sonundan beri bu projelerde çok iyi bir şekilde bütün planlarımızı beraber takip ettik, uygulamaya koyduk ve sonucunda da takiplerle geliştirdik. Her follow up yeni bazı istekler getirdi. Bize Nebim’in programları bir adım daha öteye götürme şansı verdi.”
“Tabi bu perspektif ile baktığınız zaman Covid zamanında en çok söylenen sözlerden bir tanesi de “Cash is The King”. Evet para kraldır. Bunda hiçbir şüphe yok ama ben de diyorum ki “if cash is the King, data is the Queen”. Eğer elinizdeki dataya hâkim değilseniz, o datayı kullanamıyorsanız esasında hiçbir anlamı yok. Data sizin aslında her şeyiniz. Ne kadar çok datanızı analiz edebiliyorsanız o kadar çok başarıya ulaşabilirsiniz. Bugün baktığınız zaman birçok şirket birçok dataya ulaşabiliyor ama datanın da analiz edilebiliyor olması gerekiyor. Biz de stoklar hemen hemen nerdeyse birebir tutar. Stoklar birebir tuttuğu içinde birçok çalışma yapabilmek mümkün. Birçok şirket var stoku düzgün olmadığı için geri planda ne replenishment programını kullanabiliyor ne iş zekâsı programını kullanabiliyor. Esasında işin temeli başlangıçta stokları doğru yöneterek başlıyor. Dediğim gibi datayı doğru yönetebilirseniz, data size başarıyı getirecektir.”
“Bugün artık diyoruz ki evet global düşünelim, lokal aksiyon alalım ama lokal aksiyon almak da yeterli değil. Lokal lokal aksiyon alabilmek önemli. Yani siz bir ürün için satın alma yaptığınız zaman ben bu ürünü Türkiye için alıyorum, ben bu ürünü UAE için alıyorum ya da KSA için alıyorum diyemezsin. Türkiye’nin de Birleşik Arap Emirlikleri’nin de Suudi Arabistan Krallığı’nın da farklı bölgeleri müşteri davranışı olarak farklı reaksiyonlar gösterir. Türkiye’de bırakın İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya demiyorum, İstanbul’un içerisindeki bölgelerde de ürün ile ilgili de müşteri ile ilgili de farklı davranış ile karşılaşırsınız. Biz bu yüzden İstanbul’da aynı anda 3 tane farklı kampanaya yapıyoruz. İstinye’nin kampanyası farklı oluyor, Mall of İstanbul’un kampanyası farklı oluyor, Palladium’un kampanyası farklı oluyor. Bırakın Avrupa ya da İstanbul’u aynı belediye sınırları içerisinde Palladium ile Akasya’nın kampanyası da farklı. Aynı müşteri değil çünkü. Müşterinizi tanıyor iseniz aksiyon alabilirsiniz. Tanımıyor iseniz aksiyon alamazsınız. Aksiyon alamazsanız da her çözümü basma kalıp olarak aynı şekilde uygularsanız ve sonucunda işin dibinde kârdan kaybedersiniz, verimlilikten kaybedersiniz ve sonra iş neden büyümedi dersiniz. İşin çok basit özeti bu. Eğer müşterinizi tanıyor iseniz deminde söylediğim gibi müşteriye göre aksiyon alırsınız. Çünkü İranlı için nevruzun anlamı vardır, İsrail için nevruzun bir anlamı yoktur. İranlı %70 kadın alışveriş yapar -bizim kendi datalarımızdan konuşuyorum- Orta Doğulu %65 erkek alışverişi yapar. Bu dataları bilirseniz buna göre hareket edebilirsiniz.”
“Ben Middle East’den sorumlu olduğumda yaklaşık 50 tane mağazayı Middle East’deki distribütörlerimizden devraldık, ECCO olarak onları yöneteceğiz, beni de başına koydular. İlk UAE’ye gittiğim zaman şuna baktık; farklı yazılım çözümleri kullanılıyor tabi. Ben de biz Türkiye’de kullandığımız programı kullanalım dedim. Neden Türkiye’de kullandığımız programı kullanalım çünkü benchmark olarak aynı datayı aynı database’i kullanmak önemli. İkincisi de dataya ne kadar hâkim olduğunuz. Konuşurken mesela Dubai’yi konuşuyoruz, Dubai’nin en büyük gruplarından birisi perakende olarak aklınıza gelen her türlü markanın esasında orada distribütörlüğünü yapan partnerlarının kullandıkları programlar çok eski kalmış. O programlar ile ben asla ve asla mağazacılık yapmam. Nebim için bir gurur kaynağı bir Türk markası çıkıyor Middle East bölgesinde programını kullandırtıyor. Diyebilirsiniz ki sen Türk’sün onlar da Türk. Tamam ama başarı hikayesini alıp kullanıyorsun sonuç olarak. Kimse kimseye başarı olmayan bir yerde sadece aynı millettensin diye iş yaptırmaz ve iş vermez.”
“Bugün baktığınız zaman 18 mağazamızı göreceksiniz İstanbul’da. Aynı şekilde UAE’de 18 mağazamız var ve bu mağazaları da Nebim’e geçirdik. Öte yandan Kuvait, Libya, Ürdün, İran, Bahrein, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar’daki mağazalarla Eylül ayı itibari ile tamamen Nebim’e geçiyor olacaklar. Tabi ki Nebim V3 İş Zekâsını da kullanıyoruz. Hepimizin telefonunda uygulamalar var. O uygulamaları sadece ciroya bakmak için kullanmıyoruz. İş zekâsı ve işimizi analiz etmek için kullanıyoruz. Nebim ’in finansını, stokunu ve diğer uygulamalarını da kullanıyoruz. İşin özünde kalkıp raporlarınızı doğru yönetebiliyorsanız, raporlarınızı iyi analiz edebiliyorsanız, başarılı olmanız kaçınılmaz bir gerçek. Sonuç olarak zorlu günlerden geçiyoruz, her krizin içerisinde bir fırsat vardır. Çok sevdiğim bir Çin atasözü “Tüccarın akıllısı fırtınada yel değirmeni yapar, aptalı da duvar örer” der. Herkes eğer yel değirmeni yaparsa krizleri fırsata çevirebileceğimize inanıyorum. Yeter ki kendimize güvenelim. Ben tekrar Nebim’e çok çok teşekkür ediyorum. Gerçekten bir Türk markası için buradan çıkıp Middle East ve dünyaya yayılmak, her dilde aynı hizmeti verebilmek, yerel para birimine kadar her detayı düşünebilmek bence gerçekten gurur verici bir şey. Biz yabancı bir şirketiz. Sahiplerimiz yabancı. Aile şirketiyiz ama ona rağmen Türkiye’de ve Middle East’te kendi Türk lokal programını kullanıyoruz. Bu da bir Türk markası için gurur vericidir.”
[/av_textblock]