ERP HABER – İlk kez ERP – Enterprise Resource Planning yazılımı uygulayan müşteriler, uygulamanın süresi ve maliyetinden çekinmekte ve uygulamanın devreye girişini hızlandırmaya çalışmaktadırlar. Bu hızlandırma, doğru strateji ve araçlarla yapıldığında, maliyetlerin azaltılması ve yararlanmaya başlama süresinin kısalması gibi ciddi avantajlar sağlayabilir. Bununla birlikte, doğru strateji ve araçlar olmazsa, uygulamanın hızlandırılması beraberinde son kullanıcı eğitiminin ve değişiklik yönetiminin kısalması, uygulama sonrası planlamasının yapılmaması, iş süreçleri için ilave mühendislik ihtiyacına ve genel sahiplik giderlerinin artmasına ve iş yararının erozyona uğramasına neden olabilecek başka sorunların ortaya çıkma riskini doğurabilir.

Bazıları için soru şudur; hızlandırmak mı, hızlandırmamak mı? Hızlandırılmadığında, uygulama daha maliyetli olur, ama riskler azalır. Görünüşe göre, maliyet ile risk arasında bir tercih yapılmalıdır.
Aslında, aşağıda açıklayacağımız gibi, müşteriler her ikisini de seçebilir.

Başarılı ERP Uygulaması

ERP Uygulama Yöntemlerinin Kısa Bir Tarihi

1997′den önce, çeşitli sistem bütünleştiricileri tarafından dağıtılan sistemler ERP’nin benzersiz ihtiyaçları için uygun şekilde tasarlanmış değildi. Çoğu kişi, ERP öncesi şirket uygulama projelerinde As-Is ve To-Be aşamalarına çok güvendi. As-Is aşamasında, bir firmanın mevcut iş süreçlerinin envanteri çıkarılır, şemalandırılır ve senaryosu hazırlanır. To-Be aşamasında, bir firmanın gelecekteki iş süreçleri tasarlanır, şemalandırılır ve senaryosu hazırlanır. İdeal durumda, bu adımlar aşağıdaki gibi gelişiyordu:

As-Is aşamasında iş süreçlerinin mevcut durumu tanımlanır.

To-Be aşamasında, as-is sürecinin zayıf noktaları ortadan kaldırılacak ve istenen yarar elde edilecek şekilde to-be sürecine doğrudan aktarımı tanımlanır.

Bu metodolojilerin temel zayıflığı, düşük seviyedeki iş süreçlerinin müşteriler için fahiş bir maliyetle ve To-Be aşaması için yararsız veya çok az yararlı bir şekilde şemalandırılması ve senaryolaştırılmasına gösterilen kölece dikkatte yatmaktadır. Çoğu kişi bunun “danışmanlık sağlayan partnerin emeklilik fonu aşaması” olarak gördü ve işin bu tarafı 1990′ların ortasında çok reklamı yapılan maliyet artışlarının temel güdüleyicilerinden birisiydi.1
1997′den itibaren, şirket yazılım uygulamalarına daha doğrudan cevap veren metodolojiler ortaya çıktı ve bu metodolojilerin tümünde daha doğrudan yaklaşımla hız kazanma, konferans salonu pilotlarının kullanılması, şablonların dağıtılması ve en iyi uygulamalardan daha fazla yararlanma (yani, işe yaradığı kanıtlanmış iş süreçlerinin yeniden kullanımı) vurgulanıyordu.

Müşterilerin uygulamaların yüksek maliyeti ile ilgili kaygılarını gidermek için, bu metodolojilerin çoğu hızlı olarak markalanmıştır. Deloitte’in “Fast Track”, Oracle Consulting’in “Fast Forward” ve KPMG’nin (şimdi BearingPoint) “Rapid Return on Investment” (R2i olarak da bilinir) bu adlara sadece bir kaç örnektir.

Kısa bir süre içinde, pazar altı aylık uygulamaların, dört aylık uygulamaların ve hatta iki haftalık uygulamaların “başarı” öyküleri ile doldu. Çoğu kişi bir uygulamanın bir öğle yemeği arasında tamamlandığı iddiasını beklemeye başladı.

Bu yeni metodolojilerin uygulamak için gerekli süreyi kısalttığı doğru olmakla birlikte, bu keskin hızlandırma yetersiz bilgi aktarımı, değişiklik yönetiminin kısalması ve yetersiz uygulama sonrası planlama gibi yeni sorunlar yarattı. Sonraki on yıl boyunca, bu metodolojilerin çoğu bu sorunların çözümü için geliştirildi. Yine de, bu belgenin devamında daha ayrıntılı açıklanacağı gibi hızlandırılmış uygulamalar bu tür riskleri taşırlar.

ERP Hızlandırma Öğeleri

Bu hızlanmanın en kritik öğesi mevcut ve kanıtlanmış varlıkların yeniden kullanımıdır. Bir sektördeki şirketlerin iş akışları veya süreçleri neredeyse aynı olduğu için, önceden yapılandırılmış süreçler kolaylıkla uygulanabilir. Örneğin, yüzlerce paketlenmiş tüketici malları firması için geçerliliği kanıtlanmış bir siparişten nakde (order to cash) iş süreci muhtemelen başka bir paketlenmiş müşteri ürünleri firması için de geçerli olacaktır. Benzer bir şekilde, otomobil parçaları satan bir firmayla uçak parçaları satan bir firmanın satış sipariş girişleri ne kadar farklıdır?
Yeniden kullanılabilirlik bir müşterinin yazılımları özel süreçlere uyarlamak yerine kendisini yeni iş süreçlerine adapte etme istekliliğine bağlıdır. Müşteri bu ilkeye ne kadar uyarsa, uygulama aşağıdaki nedenlerle o kadar hızlı olur:

  • Normalde danışmanlık işinin yarısından fazlasını kaplayan iş süreci tasarımı ve yazılım yapılandırma aşamalarında büyük bir kısalma
  • Senaryoların, şablonların, kurma araçlarının, raporların ve kullanıcı belgelerinin yeniden kullanılabilirlik seviyesinin yüksekliği
  • Kapsam yönetiminde bir azalma.

Sektör odaklı çözümlerin artması son on beş yılda gerçekleşen binlerce ERP uygulamasının sonucu olarak arttı ve bu, şirket uygulamalarının evriminde önemli bir adım oluşturdu.

Hızlandırılmış Bir ERP Uygulamasının Avantajları

Hızlandırılmış bir uygulamadan beş temel fayda edinilebilir:

  • Sürenin ve maliyetin azalması
  • Müşterinin mevcut operasyonlarının daha az kesintiye uğraması
  • İlave mühendislik olasılığının azalması
  • Yararlanmaya başlama süresinin kısalması

Angajman başarısının geleneksel ölçüleri olan süre ve maliyetle başlayalım. Hızlandırılmış bir uygulama ile öncelikle ve en fazla uygulama süresinin ve bunun sonucunda yararlanmaya başlama süresinin kısalmasıdır. Her iki durumda da, hızlandırılmış bir uygulama maliyetin azaltılması sonucuna yol açmalıdır.

Maliyet azaltma yalnızca harcanan toplam saatlerin azaltılmasıyla ilgili değildir, aynı zamanda müşteri-sistem bütünleştiricisi ilişkisiyle ilgilidir. Bu ilişkinin iki kutbu vardır: Bir uçta, müşterinin çalışmaya başlama ve bilgi aktarımını hızlandırmak için sistem bütünleştiricisi ile aktif bir ortaklık kurduğu müşteri sahipliği. Diğer uçta ise, sistem bütünleştiricisinin uygulamayı müşteriden çok az bilgi veya müşterinin düşük seviyedeki işbirliğiyle tamamladığı müşterinin edinmesi kutbu.

Müşteri sahipliği senaryosunda, müşteri ekibinin üyelerinin, projeye pozitif bir biçimde katkıda bulunabilmek için hızlandırılmış bir bilgi aktarımı almaları gerekir. Bir müşterinin edinmesi senaryosunda, bilgi aktarımı projenin sonunda gerçekleşir ve dolayısıyla daha az uygulamalıdır.

Elbette, projeler tamamen sahiplik veya tamamen edinme modelinde olmazlar, ama bir dereceye kadar iki uçtan birine yaklaşırlar. Çok büyük (yıllık geliri 5 milyar doların üzerindeki) organizasyonların müşteri sahipliği modeline eğilimli olduklarını, küçük (500 milyon doların altında) organizasyonların ise müşterinin edinmesi modeline yaklaştıklarını gözledik.

Bir ERP angajmanında mevcut operasyonların, her senaryoda belirli bir seviyeye kadar kesintiye uğrayacağı unutulmamalıdır. Müşterinin edinmesi senaryosunun en uç örneklerinde bile, müşterinin personelinin benimsenecek iş süreçleri ile ilgili olarak temel proje karar süreçlerine katılması gerekir. Bununla birlikte, hızlanma açık bir şekilde sürenin kısalması ve iş kesintisinin azalması avantajlarını sağlar.
Hızlandırılmış uygulamanın bir diğer avantajı, ilave mühendislik ihtiyacı olasılığını azaltmasıdır. Standart uygulama yöntemlerinin daha fazla kullanıldığı iş süreci tasarım ve yazılım yapılandırma faaliyetleri, müşteriler ve sistem bütünleştiricileri “ideal” bir süreç aradıkları için deneme-hata biçiminde tekrarlamaya dayanma eğiliminde olur. Ekip bu şekilde hareket ederek yazılımı “doğru sonucu” elde edene kadar yenide yapılandırır ve çoğu zaman kullanıcılar için kullanışsız ve sürdürmesi zor bir sonuç elde edilir.

Hızlandırılmış uygulamanın bir özelliği de, müşteriler “hazır”, kanıtlanmış iş süreçlerini kabul ettikleri için, iş süreci tasarımı aşamasının kısalmasıdır. Bu süreçler fazla mühendisliğe neden olmaz ve çoğu zaman önceden yapılandırılmıştır; bu durum, yapılandırma sürecinin kısalmasına da katkıda bulunur.

Tüm uygulamalarda, müşteriler ERP’yi daha fazla öğrendikçe, projenin başlangıçtaki kapsamında bulunanlardan daha fazla şey yapabileceklerini keşfederler. Bunun sonucunda da, yeni özellikler ekleme ve dolayısıyla da çalışmaya başlama zamanını uzatma eğilimi oluşmaktadır. Eski “özellik enflasyonu” terimi ERP için doğru değildir. Tekil uygulamalarda “özellik enflasyonu” ortaya çıkabilmekle birlikte, ERP şirket çapındadır ve bir dizi uygulamayı içerir ve “özellik yetersizliği” her zaman bir risktir.

Hızlandırılmış uygulamada, proje kapsamı genellikle iş süreci tasarımında dondurulur. Bunun anlamı, proje süresi içinde yeni tanımlanan potansiyel ayarların projeye dahil edilmemesidir. Elbette, bu tür yararlar gerçekten isteniyorsa, uygulama çalışmaya başladıktan sonra da eklenebilir. Her durumda, müşterilere uygulama çalışmaya başladıktan sonra, iş süreci tanımlamanın (ve dolaysıyla yapılandırmanın) devam edeceği bir sürekli iş süreci geliştirme stratejisi benimsemeleri önerilir.

Hızlandırılmış uygulamanın bir özelliği de, müşteriler “hazır”, kanıtlanmış iş süreçlerini kabul ettikleri için, iş süreci tasarımı aşamasının kısalmasıdır. Bu süreçler fazla mühendisliğe neden olmaz ve çoğu zaman önceden yapılandırılmıştır; bu durum, yapılandırma sürecinin kısalmasına da katkıda bulunur.

Tüm uygulamalarda, müşteriler ERP’yi daha fazla öğrendikçe, projenin başlangıçtaki kapsamında bulunanlardan daha fazla şey yapabileceklerini keşfederler. Bunun sonucunda da, yeni özellikler ekleme ve dolayısıyla da çalışmaya başlama zamanını uzatma eğilimi oluşmaktadır. Eski “özellik enflasyonu” terimi ERP için doğru değildir. Tekil uygulamalarda “özellik enflasyonu” ortaya çıkabilmekle birlikte, ERP şirket çapındadır ve bir dizi uygulamayı içerir ve “özellik yetersizliği” her zaman bir risktir.

Hızlandırılmış uygulamada, proje kapsamı genellikle iş süreci tasarımında dondurulur. Bunun anlamı, proje süresi içinde yeni tanımlanan potansiyel ayarların projeye dahil edilmemesidir. Elbette, bu tür yararlar gerçekten isteniyorsa, uygulama çalışmaya başladıktan sonra da eklenebilir. Her durumda, müşterilere uygulama çalışmaya başladıktan sonra, iş süreci tanımlamanın (ve dolaysıyla yapılandırmanın) devam edeceği bir sürekli iş süreci geliştirme stratejisi benimsemeleri önerilir.

Hızlandırma son teslim tarihleriyle ilgili olmadığı gibi, kuşkusuz köşelerin yuvarlanmasıyla da ilgili değildir. Çalışmaya başlama hedef tarihinin tutturulduğu fakat son kullanıcıların yetersiz olduğu, işletme liderleri sinirlendiği ve üst yönetimin bu yatırımdan ne yarar elde edildiğini sorduğu bir sonucun önüne geçmek için, aşağıdaki öğelere sıkı bir şekilde uyulmalıdır:

Neden: Görünür, ölçülebilir başarı kriterleri
Ne: Kapsama tam hakimiyet
Nasıl: Danışmandan müşteriye etkin bilgi aktarımı
Ne zaman: Metodolojinin ve ilişkili araç ve şablonların hızlandırılması

Başarılı bir hızlandırılmış uygulamada, belirlenmiş bütçeye göre zamanında tamamlama ile müşterinin “çalışmaya başladıktan sonra hayatta kalma” yeteneği bir arada olmalıdır.

Başarılı Bir Hızlandırılmış ERP Uygulaması İçin En İyi Uygulamalar

Hızlandırılmış bir ERP uygulamasında, bir projenin başlatılmasından önce dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gereken bir dizi iyi uygulama vardır.

Uygulamanın Maliyeti
Maliyet ERP uygulamalarında en fazla hesaba katılan sorundur. Bunun sonucunda, çoğu proje başlangıçta düşük bir bütçeye sahiptir ve “bütçeyi aşarak” bitmeye mahkumdur.
Maliyeti kontrol etmeye yönelik bir iyi uygulama iyimser bir yaklaşım yerine gerçekçi bir yaklaşımla planlama yapmaktır. Organizasyonunuz geçmişte başarılı bir şekilde büyük ölçekli angajmanlar tamamladı mı? Organizasyonunuz harici danışmanlarla ne kadar iyi bir şekilde çalıştı? Şirket içindeki uzmanlık seviyeleri nedir? Bu tür sorulara verilen pozitif cevaplar hızlandırma yaklaşımına uygundur. Bu tür sorulara negatif cevaplar veren müşteriler istediklerinden daha düşük bir hızlandırmayı düşünmelidir.
Bu açıdan, müşterilere bir uygulamanın organizasyonel hazırlığını sağlamayı ve son teslimat tarihlerini yapay olarak değil iş ihtiyaçlarına göre belirlemeleri önerilir.
Uygulamanın maliyeti zorunlu olarak toplam donanım ve yazılım maliyetinin bir katı olacaktır. Uygulama maliyet kalemleri şunlar olduğu için geçmişte hep 2′ye 1 olmuştur:

Implementation Cost Drivers
Sites / complexity : How many operational sites are being implemented and how complex are the inter-site interactions?
Level of change : How different will the new business processes be from the old?
Staff dedicated : What level of staff is being committed to the engagement?
Staff readiness : How prepared is internal staff to effectively contribute to the engagement?
Management commitment : How committed is senior management to the changes that the engagement will engender?

Bu bilginin ışığında, maliyet ölçülebilir iş yararına ve, “uygulamanın “neden”ine göre dengelenmelidir. Maddi iş amaçları ekibe proje boyunca açık bir yön ve karar vermek için bir temel sağlar. Yararlar ölçülemiyorsa, eğilim uygulamanın değerini uygulama devam ederken sorgulamak olacaktır.

Dahili Kaynak Bağımlılıkları / Mevcudiyeti
Yukarıda edinme ve sahiplik uygulama senaryoları tanıtılmıştı. Sahiplik senaryosunu tercih eden müşterilere, bu şekilde hareket ederek mevcut iş süreçlerinde daha büyük bir kesintiyle karşılaşmaları muhtemel olmakla birlikte, uygulama projesine en iyi personellerini atamaları önerilir. ,aynı şekilde, uzun süreli bir bakış edinmek uygun olacaktır. Küçük ve orta büyüklükte işletmelerde, üst düzey yeteneklerin kritik yüzdesi büyük işletmelere göre daha az olduğu için, bu daha zordur. Bu nedenle, KOBİ’ler uygulama personelini sıklıkla part-time esaslı olarak ayırabilmektedir. Bu atamalar yalnızca üst yönetim bu görevlendirmeye bağlı kaldığı ve kısa dönemli iş ihtiyaçlarını karşılama güdüsüne boyun eğerek projenin kaymasına neden olmadıklarında başarılı olur. Bu durumun ortaya çıkmaması için, bir çok firma proje çalışmaları için şirket dışında ve dolayısıyla kilit personelin “ulaşılamaz” olduğu bir yer seçmiştir.

Proje için gereken personel türü, yönetici veya müdür seviyesindeki, farklı bölümleri birlikte görebilen ve yatay iş akışını anlayabilen bireylerdir. Örneğin, satış emirleri işlemekle görevlendirilmiş bir birey Siparişten Nakde iş sürecinin tamamını kavrayacak durumda olmayabilir.

Personel görevlendirmeleri aşağıdaki hiyerarşiye uygun olmalıdır:

Liderler: Proje Sponsorları ve Yönetim Kurulu Üyeleri
Hizmet Sağlayanlar: Proje Yöneticileri, İş Süreci Tasarımı/Yapılandırması ve Teknik Yönetim
Çerçeveyi Belirleyenler: Organizasyonel Değişiklik Yönetimi, Eğitim ve Kalite Kontrolü
İlgililer: süreçten/Projeden Yararlanacak Taraflar

Bir edinme senaryosunu tercih eden müşteriler hizmet ve çerçeve belirleme kategorileri için sistem bütünleştiricisine daha fazla bağımlıdır. Liderler ve ilgili rolleri her iki senaryoda da aynıdır.

Kullanım Kolaylığı (Gerekli / Sağlanan Eğitim)

Yalnızca son kullanıcılara ERP’nin özellikleri ve fonksiyonları ile ilgili eğitim vermek yeterli değildir. Son kullanıcıların rolleri, eylemleri tanımlanmış iş süreçlerine katkıda bulunacağ için departman fonksiyonlarından birden fazla departmanı kapsayan fonksiyonlara doğru genişleyecektir. Bu nedenle, son kullanıcı eğitimi şunları içermelidir:

  • ERP uygulamasının iş amaçlarıyla ilgili oryantasyon
  • rollerle, beklentilerle, iş süreci ilkeleriyle ve yardım masasıyla ilgili temel değişiklik yönetimi
  • bir iş sürecini gerçekleştirmedeki rolleri bağlamında özellikler ve fonksiyonları.

Son kullanıcılar zaman içinde, yalnızca sistemdeki değişikliklerle ilgili olarak değil, daha yüksek bir uzmanlık seviyesi elde ederek iş sürecinin de iyileşmesine katkıda bulunmaları için ilave eğitimler almalıdır.

İş süreçleri İçin En İyi Uygulamalar

1990′ların başında şirket çapında yazılımların ortaya çıkmasıyla birlikte, yazılımlarda firmaların kendileri için tercih ettiği süreçleri etkinleştirme biçimindeki eski paradigma biçim değiştirdi. Bugün müşteriler yazılımda içerilen süreçleri en iyi süreçler olarak kabul ederek işletmelerinde benimsemeyi istiyorlar. Bu paradigma kayması en iyi uygulamaları savunan sistem bütünleştiricileri ile kendi işlerini yabancılardan daha iyi bilen müşterileri arasında doğal bir çatışmaya neden olmaktadır.
En son Performans Monitor araştırması, ankete katılan 679 kişi bu konuda açık bir şekilde farklı görüşlerde olması nedeniyle bu durumu teyit etmektedir.

Müşteriler “yazılımı dinlemeleri” ve yazılımdaki iş süreçlerini, kendi pazar ve iş ihtiyaçlarına uygun olmaları kaydıyla benimsemeleri önerilmektedir. Bu 1990′larda zordu, fakat 2006′da iş süreçleri yüzlerce vakada müşterilerin projeden projeye varsaydıkları kadar benzersiz olmadıklarını öğrendiklerini kanıtlamış durumdadır.

Gelecekteki Yapılandırılabilirik ve İlave Yetenekler

İş ataklığı bir müşterinin fırsatları yakalamak veya tehditlere cevap vermek için hızlı değişme kapasitesine bağlıdır. Yazılım çalışmaya başladıktan sonra, müşteri bu ataklığı kazanacaktır.

1. Yazılım uygulama sırasında ilave mühendislik gerektirmez ve/veya özelleştirilmez.

2. Müşterinin personeline yeterli bilgi aktarılır.

3. İş ve IT birbirlerine uygun şekilde yürütülür.

Çoğu hızlandırılmış uygulamanın kapsamı zorunlu olarak dar olduğu için, uygulama çalışmaya başladıktan sonra iş operasyonlarını kesintiye uğratmayan küçük adımlarla çok daha fazla iş yararı elde edilebilir.
Ayrıca, müşteriler uygulamalarını müşteri ilişkileri yönetimi CRM), tedarik zinciri yönetimi (SCM), ürün ömrü yönetimi (PLM) veya başka yetenekler ekleyerek genişletebilir. Hızlandırılmış uygulamalarda, bazı temel eski sistemler geçici olarak korunabilir. Bu sistemler, uygulamaya çalışmaya başladıktan sonra yazılım bakım yükünü azaltmak için sistematik olarak kaldırılabilir.

Servis Desteği

Hızlandırılmış bir uygulamanın çalışmaya başlamasından sonra en az üç ay boyunca, çoğu müşteri sistem bütünleştiricisine bir şekilde bağımlı hale gelir ve belirli bir servis seviyesi için sözleşme yapılmalıdır. Sistem bütünleştirme desteğine ek olarak, müşteriler bir bakım sözleşmesine dahil edilen yazılım desteğine ve yardım masası hizmetlerine ihtiyaç duyabilir. Müşterinin kendi kaynaklarına dayanma seviyesine bağlı olarak, bu destek için farklı seviyelerde sözleşme yapılabilir.
Bir çok müşteri, uygulamaya çalışmaya başlamadan önce veya çalışmaya başladığında, ERP operasyonlarını dışarıdan tedarik etmeyi tercih ederler. Bu dışarıdan tedarik, müşteriler desteği ihtiyaçlarına göre biçimlendirebildiği için bir “ya hep ya hiç” önerisi değildir.
Uygulama Bakımı: temel uygulama barındırma/kullanımı, arıza onarımı, hata ayıklama, yedekleme vb… kısaca, ERP’yi çalışır durumda tutma.
Uygulama Yönetimi: (yukarıdaki) bakım fonksiyonları artı bir uygulama geliştirme, yükseltme ve/veya iş süreci dönüştürme seviyesi.
İş süreci geliştirme için, çeşitli yönetim seviyeleri vardır:

  • Temel sürekliliği sağlamak için gereken fonksiyonel uygulama iyileştirmeleri
  • Optimizasyon amaçlı sık uygulama iyileştirmeleri
  • Tanımlanmış iş süreci dönüşüm seviyeleri/aşamaları

Sonuç: Başlangıcın Sonu

Bir hızlandırılmış uygulamayı “giriş seviyesi” ERP’si olarak düşünün. Çalışmaya başlama yalnızca başlangıcın sonudur.

Çalışmaya başlama tarihinden sonra, müşterinin kendisine güveni hızlandırmanın seviyesine bağlıdır. Çok hızlandırılmış uygulamalar, çalışmaya başlama tarihinden sonra sürekli bilgi aktarımı ve değişiklik yönetimi vurgulanmadığı takdirde müşteriyi savunmasız bırakacaktır.

Başarılı bir hızlandırılmış uygulama müşteriye ERP’nin gücünü mevcut iş operasyonlarını en az kesintiye uğratarak mümkün olan en hızlı biçimde kazandırır. Çalışan bir ERP çekirdeği ile, zaman basınçları ortadan kalkar ve müşteriler ilk denemede halledilemeyen boşluklara geri dönecek bir konumda olur. Müşteri zaman içinde daha yüksek bir ERP olgunluk seviyesine ulaşır ve muhtemelen, çalışmaya başlama tarihinden sonra hayatta kalır.

Kaynak:
Performance Monitor Hakkında
Mayıs 2005′te kurulan Performance Monitor olgulara dayanan araştırma ve profesyonel servis firmalarının saha performanslarını izleme konusunda uzmanlaşmış danışmanlık şirketidir.