Son birkaç yıldır birçok yerde duyduğumuz, dijital dönüşüm, Endüstri 4.0, karanlık fabrikalar, IOT ve benzeri birçok terim ile karşı karşıyayız. Bu terimler, artık hemen hemen her yerde karşımıza çıkmakta ve sanki ya bunlara geçiş yaparsınız ya da hayatınızı sürdüremezsiniz gibi bir algı yaratılmaktadır. Bu algı, uzun vadede geçerli olmakla beraber kısa vadede bu terimleri doğru algılamak, yatırım yapmak, işletmek vb. konular birçok KOBI için çok da mümkün görünmemektedir. Dünyada gelişmiş ülkeler kendi standartlarını açıklar iken (Almanya: Endüstri 4.0, Japonya: Toplum 5.0, İngiltere: … ) her toplum kendisi için faydalı olacak, rekabet gücünü arttıracak, ülkesindeki sorunlara çare bulacak modeller üretmeye çalışmıştır. Biz en popüler olan Almanya’nın lanse ettiği Endüstri 4.0 konsepti üstünde konuşmaya başladık, oysa yapmamız gereken kendimiz için bir model ortaya koymak idi. Bunu yapamadığımız için Almanya modelini takip etmek zorunda kaldık/bırakıldık. Peki bu modeller bize ne kadar uygun veya biz ne yapmalıyız?
KOBI ve büyük ölçekli şirketler olarak ortak hareket ederek bir politika belirlenmesi için adım atılmalıdır. Tüm sanayi kuruluşları, odalar, devlet kurumlarının temsilcileri ile beraber bir yol haritası çıkarılmalıdır. Bu yol haritası milli çıkarlarımıza uygun olarak oluşturulmalı ve yerli üretimi teşvik etmelidir. Zira şu an konuştuğumuz Endüstri 4.0 veya benzer modellerin arkasında global şirketler yer almaktadır. Birincil amaç olmasa da bu model dünyaya yayıldığında oluşacak Pazar ve güç devasa boyutlardadır.
Oluşturulan kendi modelimize uygun olarak da değişik kanallar ile teşvik sistemleri geliştirilmelidir. (TÜBİTAK, KOSGEB vs.) bu şekilde kendimize en uygun model ile büyüme ve gelişme hedeflerini yakalayabiliriz.
Peki, bu model oluşana kadar ne yapacağız (yazar burada modelin oluşacağı ile ilgili hayaller kurmaktadır. Ama tersi durumunda da aşağıdaki gibi hareket etmemiz gerekiyor.)
KOBI ‘lerin şu anki durumuna bakıldığında durumumuz Endüstri 4.0 veya benzer bir modele erişmek için çok da iç açıcı görünmemektedir. Temel sorunlara bakıldığında organizasyon yapısının oturmadığını, stok yönetimi konusunda sorunlar yaşanan, üretim yönetimi, takibi, raporlaması konularında eksik olan veya bunları excel vs. gibi araçlarla yapmaya çalışan, maliyeti eskiden kalma yöntemlerle yapan veya hiç yapamayan işletmeler ile karşı karşıya kalıyoruz. Peki, bu durumdan kendimizi endüstri 4.0 devrimine doğru nasıl adapte etmemiz gerekiyor? Kaldı ki şu an gelişmiş ülkeler için endüstri 4.0’dan bahsediyoruz, 3-5 sene sonra bunun 5.0 veya 6.0 versiyonlarının karşımıza çıkmayacağını kim söyleyebilir? Peki biz neredeyiz yukarıda saydığımız durumları da dikkate aldığımızda? Tahmin edersiniz ki biz 4.0’a çok da yakın bir yerde değiliz geneli konuşacak olursak. Bu durumda yapmamız gereken ilk şey aslında şirketlerimizi dijital olarak yönetmeye başlamamızdır. Bunu nasıl yapacağız? Bunu da ERP kullanarak yapacağız. Şimdi Bir çoklarımız belki hemen diyecek, ben zaten ERP kullanıyorum diye. Peki, o zaman yukarıda bahsi geçen konuları gerçekten yönettiğinizi düşünüyor iseniz, yani stoklarınız sağlıklı bir şekilde ERP den takip ediliyor ise üretiminizin tüm aşamaları kayıtlı ve oradan raporlanıyor ise bunların tamamı muhasebe ve finans a akarak raporları oluşturabiliyor iseniz, gerçek maliyetlerinizi alabiliyor iseniz benim bir sözüm yok, ama bunları yapamıyor durumda iseniz ERP kullanımından bahsetmek zor, bu bazen seçtiğiniz ERP den kaynaklıdır, bazen seçtiğiniz hizmet firmasından kaynaklıdır, ama çoğunlukla sizden kaynaklıdır. Bunu değiştirmek ilk olarak sizin elinizde, öncelik olarak ERP yatırımlarınızı doğru şekilde yaparak ve doğru şekilde yöneterek başarıya ulaşmalı, firmanızı dijital ortama taşımalısınız, firma dijital ortama taşınınca artık sonraki aşama için biraz daha hazır hale gelmiş olacaksınız, bu hazırlık süreci kolay bir süreç değildir.