ERP HABER – SAP’nin Türkiye Ülke Müdürü Cem Yeker : “Türkiye, önümüzdeki 10-15 sene içerisinde yüzde 80′lik hardware pazarı olan bir yerden yavaş yavaş hardware pazarının gittikçe azaldığı, yüzde 25′lere doğru aşağıya indiği, öbür taraftan da yüzde 20′ler seviyesinde olan servisler ve yazılımların yüzde 80′lere doğru ilerlediği bir pazar olacak. Bunun, Türkiye için anlamı nedir? 100 milyon avroluk pazardan 900 milyon avroluk bir pazara doğru bir ilerleme kaydedecek. Biz de SAP olarak bu anlamda gerekli yatırımlarımızı yaparak 2010′da büyümeye başladık. 2014 sonuna kadar da hem pazara sunulacak ürünler, hem geliştirilecek kaynaklar olsun, hem de eko sistemdeki ilerlemeler olsun çok detaylı planlar yaptık. Bunları, iş ortaklarımızla paylaştık ve 2010 senesini yatırım yılı olarak görüyoruz.

Yazılım Pazarı ve Büyüme Beklentileri

SAP, KOBİ’lerden dev şirketlere kadar iş yazılımları üreten küresel bir şirket olarak 1972 yılından bu yana hizmet sunuyor. SAP, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise 4′ncü kurumsal yazılım üreticisi olarak dikkati çekiyor. Dünya genelinde 50 bini aşkın çalışanı bulunan SAP’nin Türkiye Ülke Müdürü Cem Yeker ile iş yazılımları pazarı konusunda bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye’de, en çok aranılan kurumsal yazılımları: “kurumsal kaynak planlaması”, “iş zekası”, “müşteri ilişkileri yönetimi”, “tedarik zinciri optimizasyonu” olarak sıralayan Yeker, 15 sene içerisinde bilişim harcamalarında ağırlığın donanımdan yazılıma kayacağı ve bunun 100 milyon avroluk pazarın 900 milyon avro mertebesine ulaşmasını sağlayacağı öngörüsünde bulunuyor.

ERPHABER: SAP, hangi sektörlere yönelik yazılımlar sunuyor?

Cem Yeker: Şöyle kısa bir bilgi vereyim. SAP, 1972 yılında kurulmuş bir Alman firması. En önemli özelliği ve tek işi bizim Enterprise Application Software(EAS) dediğimiz iş yazılımlarını sunan bir şirket.

SAP, hem dünyada hem Türkiye’de her sektöre özel yazılım sunuyor. Bunu, şöyle anlatmak lazım: ortada core’da bir kurumsal kaynak planlama yazılımı var. Bunun etrafında, her endüstriye özel o endüstrinin iş akışlarındaki ihtiyaçları karşılayan yazılımlar. Bunu da SAP çok güzel bir strateji çerçevesinde yapıyor. Olmadığı bir sektörde, o sektörün en büyükleriyle bir araya gelerek onların iş akışlarını ve ihtiyaçlarını inceleyip, onlarla beraber yazılımı pilot olarak geliştiriyor, onların kullanımına açıyor.

Daha sonra onlar tarafından bu onaylandığı zaman dünya pazarına sunmaya başlıyor ve devamlı müşterilerle beraber kurulmuş olduğu sektör spesipik kullanıcılar grubu ile de gelen yeni ihtiyaçları da yazılımın içine adapte ederek güncel tutuyor.

Dolayısıyla, SAP’nin kurumsal kaynak planlamasının üzerine gelen 27 tane sektör spesifik yazılımı var ve bunları da pazara sunuyor. Bunları kısaca özetlemek gerekirse, tradisyonel üretimin her yerinde var. Ama, bunun dışında bankacılık, sigortacılık, hastane çözümleri, belediye çözümleri, kamuya yönelik özel çözümler, havacılık ve askeri dediğimiz çözümler, kuvvet komutanlıklarının ihtiyaçlarına dönük çözümler gibi her sektörde olan çözümlerden bahsediyoruz.

ERPHABER: Yazılımın dışında ne gibi servis ve hizmetleriniz var?

Cem Yeker: Şimdi, esasında baktığınız zaman SAP’nin sunduğu 2 ürün var. Bir tanesi yazılım ve bu yazlımın bakımı. Bunu, yazılım çatısı altında topluyoruz. İkincisi de, aslında bu yazılım bir hamur. Bu hamurun müşteride yoğrulması gerekiyor. Müşterinin iş akışına ve ihtiyaçlarına göre uyarlanması. Bu da bizim danışmanlık, ya da implementasyon dediğimiz proje. Bu projeyi de satış sonrası servisler anlamında hem eğitimini hem de danışmanlığını yaptığımız ikinci bir çatısı var. Yani, yazılım, bakım, danışmanlık ve eğitim toplamda 4 servis 2 ana başlık altında sunuyor SAP. Tüm dünyada bu böyle. Başka da bir işimiz yok. Bir tek bu işi bilir, bir tek bu işi yaparız.

ERPHABER: Son dönemlerde yazılımda daha çok ne gibi çözümlere talep var?

Cem Yeker: Türkiye için baktığımızda bunu 3 ana başlık altında toplamamız lazım. Pazarda en fazla sorulan ihtiyaç olarak kurumsal kaynak planlamasını sayabiliriz. Bunun üzerine bir kaç seneden beri kurumsal kaynak planlamasını kullanan şirketlerin kendilerine özel sektörel çözümler; iş zekası ihtiyaçları var. Bunun üzerine müşteri ilişkileri yönetimi, tedarik zinciri optimizasyonu çözümlerini arayan müşteriler var.

ERPHABER: Türkiye ve dünya iş yazılımları pazarının hacmi nedir?

Cem Yeker: Size şöyle bir örnek vereceğim. Türkiye’de bizim bulunduğumuz Enterprise Application Software(EAS) dediğimiz iş yazılımları pazarı, tam olarak bilinmemekle beraber, yaklaşık 100 milyon avroluk bir pazar olduğu söyleniyor.

Şimdi bunun karşılığında şöyle bir örnek vereceğim. Eğer Türkiye, bir Avrupa Birliği(AB) ülkesi kadar endüstrileşmiş ve altyapısı hazır olsaydı bu pazarın yaklaşık 900 milyon avro olması lazımdı. Yani, dokuz katı daha büyük olması lazımdı.

Şöyle bir bilgi daha vereyim: bugün Türkiye’deki BT pazarının yüzde 80′i hardware olarak gözüküyor. Yine batılı endüstrileşmiş ülkelerine baktığımızda bu oranın yüzde 18 ile 25 arasında bir yere geldiğini görüyoruz. Geri kalanın(% 75), servis ve yazılım olduğunu görüyoruz.

Dolayısıyla Türkiye, önümüzdeki 10-15 sene içerisinde yüzde 80′lik hardware pazarı olan bir yerden yavaş yavaş hardware pazarının gittikçe azaldığı, yüzde 25′lere doğru aşağıya indiği, öbür taraftan da yüzde 20′ler seviyesinde olan servisler ve yazılımların yüzde 80′lere doğru ilerlediği bir pazar olacak.

Bunun, Türkiye için anlamı nedir? 100 milyon avroluk pazardan 900 milyon avroluk bir pazara doğru bir ilerleme kaydedecek. Biz de SAP olarak bu anlamda gerekli yatırımlarımızı yaparak 2010′da büyümeye başladık. 2014 sonuna kadar da hem pazara sunulacak ürünler, hem geliştirilecek kaynaklar olsun, hem de eko sistemdeki ilerlemeler olsun çok detaylı planlar yaptık. Bunları, iş ortaklarımızla paylaştık ve 2010 senesini yatırım yılı olarak görüyoruz.

ERPHABER: Türkiye pazarı, batı ile ve Rusya ile karşılaştırıldığında ne derecede istikrarlı? Bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Cem Yeker: Makro-ekonomik anlamda baktığımızda, aslında çok güzel bir şey dedinzi: batı dediniz, Rusya dediniz ve Türkiye dediniz. Şimdi batı ekonomilerindeki oynamalar yüzde 3 aşağı, yüzde 1 yukarı olur. Bu anlamda, her ne kadar özellikle kara Avrupası 2008′deki ekonomik durum nedeniyle sıkıntıya girmiş olsa bile, bir Rusya ile karşılaştırıldığında onların durumları çok daha istikrarlı ve düzgün görünüyor.

Rusya’ya, baktığımızda ülke ekonomisinde ciroların yüzde 40, 50, 60 seviyesinde düştüğünü görüyoruz. Riskli ekonomilerde çıkış ve inişler çok büyük oluyor. Halbuki, bir sene 2007′ye geri döndüğünüzde Rusya pazarında yüzde 60, yüzde 40′lık uluslararası firmaların büyüdüğünü görüyoruz. Türkiye’nin, çok özel bir durumu var. O da şu: 2001 yılında yaşadığımız, canımızı çok acıtan kriz sonrasında özellikle bankacılık-finans sektöründe kurallar anlamında ağır yapılanma sonrasında Türkiye’nin bu krizden iç pazar anlamında çok daha rahat çıktığını söylemek mümkün.

Türkiye, ağırlıklı olarak ihracattan para kazanan bir ülke. Doğal olarak ABD’nin, Rusya’nın, kara avrupasının pazarlarındaki daralmadan dolayı ihracat rakamlarımız düştü. Bunun karşılığında Türk iş adamları çok fazla Kuzey ve Batı Afrika ile Uzak Doğu’ya giderek bir takım atılımlar yaptılar. Bu ülkelerdeki ihracatlarda meydana gelen kayıplarını böylelikle telafi ettiler.

Dolayısıyla Türkiye, makro-ekonomik anlamda hiç bir şekilde dünyada adı geçen ülkeler kadar bu krizden etkilenmedi diyebilirim. Bizim sektöre özel baktığımızdaysa her ne kadar makro-ekonomik düzeyde pazarda bir daralma olduysa bile, Türkiye biraz önce anlatmış olduğum hardware pazarından yazılım ve servis pazarına geçen bir yolda olduğu için, SAP Türkiye olarak 2009 yılında Avrupa’da en yüksek oranda büyüyen ülke olarak ödül aldık. Dolayısıyla 2009′a göre büyümekteyiz. Planlarımızı da büyüme üzerine yaptık. Sene sonunu, büyük ihtimalle çift haneli büyüme ile kapatıyor olacağız.

ERPHABER: SAP, Türkiye’de yazılımın geliştirilmesi konusunda ne gibi katkılar sağlıyor?

Cem Yeker: Bunu iki başlıkta ele almak lazım. Birincisi, SAP bir iş uygulamaları yazılımı. Türkiye, ihracatçı bir ülke. Şimdi, ihracat yapan bir şirketi ele aldığımızda yurt dışına gittiğinde karşısına Brezilya’dan, Çin’den, Endonezya’dan, Almanya’dan, Fransa’dan karşısında rakipler oturuyor. Ve eğer altyapınız doğru değilse bu ihaleyi alamıyorsunuz, düzgün kar edemiyorsunuz, zorluklarınız oluyor.

Dolayısıyla, SAP’nin ana katkısı ihracatçı firmaların karar verme altyapılarını bir araç olarak sunması ki, anında hızlı doğru bilgiye sahip olarak ihaleleri iyi fiyatla almaları, ve bunun da Türkiye’ye döviz ve gayrisafi milli hasılayı artıran bir biçimde geri dönmesi. İkinci bacağı da 2014 yılına kadar yapılmış plan çerçevesinde, şu anda detayına giremeyeceğim bir takım yatırımlar yaparak Türkiye’den özellikle yakın çevresindeki komşularına hem yazılım, hem de servis manasında ihracat gerçekleştirerek Türkiye ekonomisine direkt katkıda bulunmayı sağlamak üzere yapılanıyor.

Biz, 2007 senesinde yaklaşık 11 milyon avroluk ihracat gerçekleştirdik. Arap yarımadasındaki 2 büyük projeyi Türk mühendisleri gerçekleştirdi. Bunun çok başarılı olduğunu ve bu yönde ilerlememiz gerektiğini kabul ettirmiş olduğumuz için bu doğrultuda yapılanıyoruz.