Yazılım firmalarına “ERP halen önemli mi” sorusu sorulduğunda alınan cevap şöyle: “Evet, ama eskisi kadar fazla değil.”
ERP pazarının kargaşa içerisinde olup olmadığı konusunda bir şüphe ortaya çıktıysa, ERP’nin sadık üyesi SAP’nin üst düzey yönetiminde yakın zamanda gerçekleştirilen köklü değiklikle yükselen yıldız Shai Agassi üzerinde oluşturulan baskı, bu durumu açıklığa kavuşturmuş olsa gerek. Hatırlayacak olursanız, SAP yönetim kurulu başkanı Hasso Plattner, mevcut CEO Henning Kagermann’ın, görevini bu yıl sonunda terk etmemesini, aksine 2009 sonuna kadar pozisyonunu korumasını istemişti. Bunun sonrasında Agassi de co-CEO görevini reddetmişti.
Raporlara göre Plattner, SAP’nin yaklaşan yılda çıkmak üzere hazırlanan yeni ürünlerin Kagermann’ın kontrolünde olmasını istiyordu. Bu gelişme, SAP’nin NetWeaver ve OnDemend ürünlerinin arkasındaki beyni Agassi’yle uyuşmadı. Kendisi, SOA ve web servisleri gibi teknolojileri benimseme yanlısı olan bir vizyoner olarak tanınıyor. Oturaklı SAP üzerindeki yeni yapılanma, birçok lider ERP satıcısının kurumsal yönetim odasındaki sinirlerin yıprandığının altını çizdi; bu SOA ve web servisleri gibi teknolojilerin kurumların, hız, esneklik ve düşük genel gider isteklerini karşılayabilecek uygulamalar sunabilen küçük firma ve hizmet sağlayıcılarına dönüşmesini sağlamasından kaynaklanıyor.
Endüstri analistlerine ve birinci sınıf yazılım firmalarına “ERP halen önemli mi” sorusu sorulduğunda alınan cevap şöyle: “Evet, ama eskisi kadar fazla değil.”
Her zaman Öyle değİldİ. 90’ların ortalarında, ERP fazlasıyla coşkuluydu ve SAP’nin R3 ERP sistemi gibi uygulamaları gerçekleştirmek için milyonlarca doların nasıl harcanacağı konusunda çok az seçenek ya da tartışma vardı. Kısa bir süre sonra firmalardan ERP uygulamalarının karmaşıklığı hakkındaki mücadele hikayeleri gelmeye başlamıştı ve yaşanan bu güçlükler adeta bir onur madalyası gibi taşınıyordu. Neden? Çünkü ERP buna değer, düşüncesi hakimdi. Ve onu uygulamak firmanızın sadece en güncel teknolojiyle donanmasını sağlamıyor aynı zamanda rakiplerine karşı da güçlü olmasını getiriyordu.
Bugün ise bu düşünce biçimi pazarı terk etmiş durumda; add-on uygulamaları geliştiren firmalar ERP’nin değerini artırmaya çalışıyor. Bu değişime bir yanıt olarak Oracle çekirdeğini genişletmek için görünürdeki her şeyi satın alıyordu. Bu arada SAP’nin iki kademeli bir stratejisi var: SAP’nin en çok para getiren yeni çözümlerinden biri olan Duet (Microsoft’la gerçekleştirilen ortalıkla) gibi ürünlerle çekirdeği genişletilirken, orta büyüklükteki pazar için A1 (All in One) çözümü ile de tabanı genişletiyor. ERP yazılımının, temel fonksiyonelliğinin emtialaşmasının ilerisinde kalmak için yarıştığını söylemek doğru olabilir; özellikle NetSuite gibi firmaların çözümleriyle birlikte açık kaynak ve talebe bağlı çözümlerin açığa çıkardığı ekstra baskı söz konusuyken.
“ERP artık stratejik değil,” diyor Enterprise Applications Consulting’den Josh Greenbaum.
Oracle ve SAP, müşterilerini onların ihtiyaçlarını karşılayabildiklerine inandırmaya çalışıyorlar ama yaygın olan kanı şu ki kendi başına getirdiği toplam değer anlamında ERP’nin sınıra yaklaştığı düşünülüyor. Rekabeti devam ettirebilmek ve değişen ticaret koşullarına uyum sağlamak için firmalar fazlasıyla özelleştirilmiş, birinci sınıf çözümler eklemenin yollarını arıyor, diyor Aberdeen Group’tan başkan yardımcısı Vance Checketts.
Yığın Saldırısı
Birinci sınıf uygulamaların şu anda öne çıkardığı yüksek fonksiyonellik ve gelişen teknik yetenekler (özellikle entegrasyonda), Oracle ve SAP gibi tek yığın satıcılarının ana argümanını masanın dışına atıyor, diyor Checketts.
Birinci sınıf rotasını takip ettiğiniz takdirde diğer tüm teknoloji yığınlarını entegre etme ve desteklemenin hem güç hem de pahalı olduğu ifadesi, bu yeni uygulamaların üzerine kurulduğu SOA’ların ve Web servislerinin gerçeğiyle hiç uyuşmuyor, diye ekliyor Checketts.
Fakat SAP’de ERP Solution Marketing başkan yardımcısı Philip Say, SOA ve web servisleri etrafında dönen abartılara rağmen, çok fazla şeyin değişmediğini söylüyor. Eğer bir firma daha gelişmiş süreçler gerçekleştirmek isterse, sağlam bir temel üzerine kurmaları gerekiyor.
“Akıllı firmalar kendilerine soruyor; “Bunu kararlı olmayan, bozulabilir, parçalı bir ortam üzerine mi yoksa performans anlamında bir geçmişi olan, ispatlanmış, birbirine sıkıca entegre edilmiş sistem grupları üzerine mi kurmalıyız?”, diye konuşuyor Say.
Ancak SOA ve web servisler lehine olan argüman Shai Agassi ile kaybolmuş değil. Kendisi Mart ayına kadar SAP’deki teknoloji politikalarını açıklayan sözcü ve firmada gerçekleştirilmiş değişikliklerin arkasındaki güçtü; bu durum yöneticiler konusunda yapılan köklü değişikliğin onu firmadan ayrılmaya zorlamasına kadar devam etti.
“Benim görüşüme göre, NetWeaver gibi bir middleware platformuyla beraber SAP’deki Enterprise SOA’nın tanıtımıyla gerçekleştirdiğimiz servis olanağı sayesinde, ERP yeni Enterprise platformu oluyor. Bir bakıma, bu kombo ‘ERP Platformu’ (analistler tarafından Applistructure veya BPP olarak anılıyor) back-end süreçleri için Windows’un kurumsal eşdeğeri halini alıyor,” diye konuştu Agassi, e-posta yoluyla verdiği bir cevapta.
Strateji ve Yığın
Fakat bugün ERP’nin devam eden belirginliğini tehdit eden konulardan sadece bir tanesi, platform. Bir diğer soru da, stratejik uygulamaların bir sonraki roundunda kurumda kimin tedariki üstleneceği.
Checketts ve Greenbaum’a göre tedarik zinciri, sarf yönetimi, tedarik ve satış gibi kritik alanlardaki yöneticiler, yetenek anlamında, bir ERP satıcısının sunabildiğiyle birinci sınıf firmanın sunduğu yetenekler arasındaki eşitsizlik oldukça büyük. Bu yüzden birinci sınıf çözümleri tercih etmek mantıklı gözüküyor.
Örneğin ERP uygulamaları, basit kataloglamaya direnen, karmaşık gereksinimlere güvenen komplike servislerin tedarikiyle ilgili uygulamalarda iyi değil, diyor Checketts. Bulundukları alanı tam olarak anlamış olan küçük firmalar ise, SAP ile entegre olan onaylı uygulamaları geliştirmek için SOA kullanarak bu gibi güçlüklerin üstesinden gelebiliyor, diyor Checketts.
Çekirdeği Güçlendirme veya Beyin Ameliyatı?
E2Open örneklerden bir tanesi. Birinci sınıf tedarik zinciri yönetimi firması, Oracle ve SAP’nin ele almadığı, SaaS-tabanlı şirket-içi genişletilmiş tedarik zinciri çözümü sunuyor, diye ekliyor Greenbaum.
Temel olarak, ERP ve arka ofis, zamanla mükemmel hale gelmiş çekirdek veri bileşenlerine odaklanıyor. İnsan Kaynakları çekirdek veri nesnesi olarak çalışan kayıtlarına sahip. ERP’nin kendisi malzeme cetveline sahip. Finansta defteri kebir var.
Çok sayıda çekirdek veri bileşeni var ancak bunlar hiçbir zaman otomatikleştirilmedi, diyor Greenbaum. Eğer büyük bir mağazaysanız ya da bir Starbucks’sanız ve işiniz sayıları sürekli artan satış noktalarına dayanıyorsa, o zaman kira ve kira yönetimi için satış kontratı önemli bir stratejik nesneye dönüşüyor.
“ERP sistemindeki hiçbir şey buna dokunmuyor,” diyor Greenbaum.
Ancak Agassi koşulların hareketinde bir tehlike görüyor. “Çekirdek süreçler, bir satıcı tarafından onaylanan ve otoritelerle uyumlu bazı anlamsal devamlılığa ihtiyaç duyuyor. Birden fazla firma bileşeninden oluşturulmuş bir süreç için bir Web servisine yanlış yoldan bağlandığınızdan defteri kebirinizin hisse kaybetmesini istemezsiniz. Çekirdek süreç gruplarını ve ana verileri, vücudunuzun istemsiz eylemlerini kontrol eden beyin bölümleri (nefes alma ve sindirim gibi) gibi düşünün. Yaparsınız ama onu düşünmezsiniz ve beynin o bölümünü hiçbir şeyin karıştırmasını kesinlikle istemezsiniz.”
Ve Agassi, dünyadaki en büyük kurumlardan biriyle birleşebilir.
Coca-Cola Enterprises’dan Raymond Repic, birinci sınıfa taşınmayı birkaç seviyede anlıyor. Repic, tamamen farklı uygulama entegrasyonunun önceleri pahalı önerilere dönüştüğünü ancak mevcut seçeneklerin bu acıyı dindirmeye yardımcı olduğunu, hatırlatıyor. Birinci sınıf için diğer sürücü rekabeti artırdı.
“Bulundukları pazarlarda farklılaşmak ya da iç büyüme teşebbüslerini desteklemek için daha fazla kurumum, daha fazla teknolojiyi işler hale getirmesiyle toplam rakamlar birinci sınıfa doğru hareket edebiliyor olabilir,” diyor Repic. İhtiyaç duydukları ticari operasyonlarını desteklemek için en yüksek teknolojilere gereksinin duymayan firmalar için de güvenilir ortak modeli tercih edilebilir. Bu modelde bir kurum, IT çözümlerini hayata geçirmek üzere çok sayıda küçük teknoloji firmasıyla iş ortaklığına gidiyor. Yeni bir iş ihtiyacı ortaya çıktığında, bu ihtiyacı nasıl karşılayabilecekleri üzerine öncelikle bu ortaklarıyla konuşurlar. Repic’e göre, eğer o ortak “zorunlu gereksinimleri” sağlayabilirse, ortaklarıyla devam ederler (mali durumun uyuştuğunu var sayarak). “CCE’nin yakın bir zamanda ERP kararlarından uzaklaşacağını düşünmüyorum.”
Vakitlilik
ERP’yi dadanan aynı zamanda vakitlilik meselesi var: Firmalar, SAP ya da Oracle’ın birinci sınıf uygulama satıcılarının şimdiden sunabildiğini yakalaması için bir yıl veya 18 ay beklemek istemiyor; özellikle de SOA’lar ve hatta SaaS sayesinde entegrasyon kolaylaşmışken, diyor Checketts.
Ve eğer bir birinci sınıfı satın almak zor değilse, büyük ERP’lerin, tek bir satıcıdan gelen tek kod tabanı daha iyidir argümanının yutulması zorlaşıyor.
Harcama yönetimi alanında, Ariba’nın çözüm direktörü Rick Collison, vakitliliğin firması için anahtar bir konu olduğunu belirtiyor; müşterilerinin her çeyrekte, her yılda tasarruf edebildiklerinden emin olmak zorundalar. “Teknoloji bu türden bir ritmi yakalayabilmeli,” diyor Collison.
Ve Salesforce.com gibi SaaS satıcıları yılda dört kez yazılım revizyonları sunmaktan çok daha fazlasını yapıyor. Örneğin Salesforce, AppSpace adı verilen işbirliğine dayalı bir sosyal ağ ortamı içinde müşteri geribeslemelerini davet ediyor. Firmalar ticari ortaklarla, müşterilerle ve Salesforce.com’la doğrudan iletişim kurabiliyor. AppSpace üzerinden müşterilerin önerilerini alan Salesforce, bunları bir sonraki sürümde değerlendiriyor; bu ERP satıcılarının yakın bir zamanda sahip olması muhtemel olmayan bir yetenek.
ERP ROI
Bunların hepsi, yöneticilerin geleneksel ERP çözümlerinin ROI’lerine (Return Of Investment) ve birinci sınıf rakiplere olan bakışını değiştiriyor. Sarf yönetimi ve tedarikte, örneğin, Checketts, ROI’nin yüzde 600 kadar yüksek olabileceğini söylüyor. “Eğer bir birinci sınıf uygulamayla işletme maliyeti 2.5 milyon dolar olan bir operasyondan yüzde 600 tasarruf sağlayabilecek bir CPO’nuz varsa [Chief Procurement Officer] bu iyi bir geri dönüş,” diyor Checketts.
Bugün ERP satıcılarının karşı karşıya kaldığı problem, esneklik ve hızın, kararlılık ve derinlik kadar değere sahip olduğu hızla değişen bir ortamla ilişkili olması. Bunun üzerinde, nokta çözümler SOA’lar ve XML arayüzleriyle daha iyi bir entegrasyon hikayesine sahip. Her ne kadar birçok firmanın bu altyapıya sahip olmadığı doğruysa da ortak karar yaygınlaşıyor.
Artık büyük firmaların vazgeçilmez partner’leri olmayan ERP satıcıları, 90’lardaki şaşalı günlerinin fazlasıyla uzağında görünümü veriyor; bilhassa SaaS satıcıları ve birinci sınıf firmaların, Agassi’nin sözünü ettiği ERP’nin orijinal güçlerinde (saydamlık, uyum ve global ölçek) kendilerini geliştirirken.
Agassi, bugün kurumları yönlendiren bir dizi yeni değerler olduğunu belirtiyor: birleşim, birbirine bağlı değer zincirleri ve süreç değişiminin artan hızı. Hemen herkes bu hedefler üzerinde mutabık kalabilir. Tek soru, oraya nasıl gidileceği.