Dijital dönüşüme artan talep, ERP pazarında ciddi bir hareketlilik yarattı. Pazarın en güçlü ve tecrübeli isimlerinden olan Logosoft ’un Satış ve Pazarlama Direktörü Aylin Güllü, SAP Business One’ın eşsiz yapısını ve Logosoft’un müşterilerinin iş süreçlerine kesintisiz devam edebilmesi için ne gibi avantajlar sunduğunu anlattı. Röportajımızı buradan izleyebilirsiniz:

1. Öncelikle bizlere kendinizden ve 1992 yılından bu yana faaliyet gösteren Logosoft’tan bahseder misiniz?

ERP endüstrisinde 10 yıllık bir tecrübem var. Bu 10 yıl içerisinde büyük ve küçük ERP projelerinde hem yerli hem de yabancı ERP yazılımlarıyla implementasyonlarda yer aldım. İşin satış, danışmanlık ve proje yönetimi alanlarında rol almamın ardından bugün Logosoft’ta satış ve pazarlamadan sorumlu olarak, endüstride faaliyet göstermeye devam ediyorum. 1992 yılında Türkiye’de ilk Microsoft dağıtıcısı olarak kurulan Logosoft, 2015 yılına kadar geleneksel distribütör olarak, çok çeşitli firmalarla birçok operasyon yönetti. Logosoft, geleneksel distribütör olarak, markaların ithalat operasyonlarını yürüttü ve stoğa alınan fiziksel ürünleri, ara toptan, retail ve yaygın kanal gibi çeşitli iş ortağı kanalları üzerinden son kullanıcıya ulaştırma konusunda yardımcı oldu. Bu anlamda, iş ortaklarına finansal ve lojistik hizmet sağladı. 2015 yılına geldiğimizde ise bulut teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, fiziksel ürünlerin yerini daha çok katma değerli servisler almaya başladı. Geçmişte, fiziksel olarak kullandığımız, birçok IT ürünün yerini kullandıkça ödediğiniz, dilediğiniz zaman dilediğiniz yerden bağlanıp kullanabildiğiniz, birtakım servisler aldı. Bizler de Logosoft olarak, 2015’ten itibaren yavaş yavaş fiziksel ürünlerin yerini azalttık ve yönümüzü bu yeni distribütör çözümlerine yönelttik. Bugün geldiğimiz noktada, başta Microsoft ve SAP Business One olmak üzere çeşitli markalara altyapı, güvenlik, yedekleme, iş uygulamaları, dijital dönüşüm çözümleri gibi birçok katma değerli ürünü, servis olarak sağlıyoruz. Türkiye genelinde 3.000 civarı iş ortağımız üzerinden farklı sektör ve büyüklükteki işletmeleri, bu modern servislerle buluşturuyoruz.

2. Logosoft’u ERP endüstrisinde, diğer firmalardan ayıran özellikler nelerdir?

Logosoft’un yenilikçi vizyonu, diğer tüm ürünlerinde olduğu gibi ERP çözümlerine de yansıyor. Son 10 yıl içerisinde sıklıkla sorgulanan geleneksel ERP’nin yerini günümüzde yeni nesil ERP çözümleri aldı. Çünkü içinde bulunduğumuz çağın en önemli kavramı; hız! Logosoft’un yenilikçi vizyonu, dağıttığı tüm ürünler gibi ERP çözümlerine de yansıdı diyebilirim. Bugün işletmelerin rekabet edebilmesi için pazardaki dinamiklere çok hızlı tepki verebilmeleri gerekiyor. Hızın böylesine önemli olduğu bir dönemde işletmelerin ihtiyaçlarına özel sistemler geliştirmeleri neredeyse imkânsız. Bu noktada, yeni yaklaşım API teknolojisiyle bütünsel bir çözüm sunmak.

Logosoft, SAP Business One’ı platform olarak konumlandırıyor ve işletmelerin ihtiyacı olan yatay ve dikey çözümleri mikro servisler olarak sunuyor. Ayrıca, SAP Business One’ın B1IF gibi çok güçlü entegrasyon araçları da var. SAP Business One, yeni nesil ERP’lerden beklenen mikro servis ve API teknolojilerinin gücünü kullanarak, müşterinin ihtiyacı olan tüm çözümleri tek seferde sağlayabiliyor. Bunların yanı sıra Logosoft olarak, SAP Business One ile çok esnek lisanslama modelleri sunuyoruz. Bu modellerden ilki, on-premise dediğimiz,müşterinin geleneksel yöntemle, kendi donanımıyla implemente edebileceği model. İkinci modelimiz ise donanımın kiralayarak, müşterinin dilediği veri merkezinde SAP Business One’ı abonelik modeli ile kullanabiliyor. Bu modelde müşterilerimiz kullandıkları kadar ödeme yapıyorlar ve istedikleri veri merkezinde çalıştırıyorlar. Özellikle, bizler Microsoft tarafında da distribütör olduğumuz için Azure üzerinde çok başarılı SAP Business One projelerine imza atıyoruz. Üçüncü seçeneğimiz ise SaaS modeli. Burada da bizim LogoSoft olarak, Türkiye’de konumlanmış Tier3 özelliğinde bir veri merkezimiz var. Bu modelde SAP Business One’ı bu veri merkezi üzerinden kiralayarak, altyapı ile uğraşmak istemeyen müşterilerimize çözüm sunuyoruz.

Bulut teknolojisinin sağladığı avantajların oldukça önemli olduğu bugünlerde, sisteme mobil cihazlar üzerinden erişim sağlayabilmek kritik bir durum yaratıyor. Satış, CRM, servis gibi pek çok süreci SAP Business One ile mobilde hiçbir bedel ödemeden kullanabiliyorsunuz.

3. 2020 yılı her endüstri için zorlayıcı bir yıl oldu. Bu zorlayıcı dönem işletmelere bir mesaj bırakarak, geride kaldı. Bu mesaj kuşkusuz ki dijital olmayan işletmelerin gelecekte var olamayacağıydı. ERP endüstrisinde bu dönemde yaşanan değişikliklerden bahseder misiniz?

Tüm dünya için 2020 yılı gerçek anlamda zorlayıcı bir yıldı. Pandeminin etkisiyle, şirketler dijital dönüşüm planlarını olması gerekenden daha erkene çekti. Pandemide uzaktan çalışmak zorunda kalan işletmeleri gözlemlediğimizde, birtakım hybrid çalışma senaryolarının oluştuğunu fark edebiliyoruz. Özellikle kesintisiz çalışabilmek için bazı teknolojik altyapı yatırımları yapıldı. Müşterilerle ilişki kurmanın yeni modelleri keşfedildi ve bu yeni iş modelleriyle birlikte ürün ve servislerimiz de fazlasıyla değişime uğradı. Hem müşterilerin hem çalışanların daha güvenli çalışabilmesi için birtakım operasyonel süreçler de yeniden tasarlandı. Bir kez daha anlaşıldığı üzere, işletmelerin teknolojiye nasıl adapte oldukları ve organizasyonlarına bu teknolojileri nasıl entegre ettikleri kritik bir önem taşıyor.

Bu dijitalleşme durumunu perakende sektörü üzerinden örnekleyecek olursak; pandemi sürecinde sosyal mesafe, maske kullanımı, mağazalarda bulundurulması gereken maksimum kişi sayısı gibi faktörler, fiziksel mağazalardaki insan trafiğini oldukça azalttı. Dolayısıyla buradaki ciro da daha çok online kanallara kaydı. Pandemi döneminde işletmeler çok kanallı satış tecrübeleri geliştirmek zorunda kaldılar. Mağazalar aslında daha çok cironun döndüğü değil de ürünün teslim alındığı yerler haline gelmeye başladı. Aslında mağazaların yavaş yavaş birer deneyim merkezine dönüştüğünü söyleyebiliriz.

Tüm bunların yanı sıra müşteri verisi, perakende gibi sektörler için çok daha kıymetli hale geldi. Müşteriye kişiselleştirilmiş bir alışveriş tecrübesi yaşatmak, müşteriyi kapıdan girdiği an tanımak, onun sadakatini ödüllendirmenin önemi daha da net bir şekilde anlaşıldı. Tedarik zincirine baktığımızda ise her kanalda, doğru zamanda doğru ürünü bulundurmak, sürekli değişen müşteri taleplerinin doğru analiz edilebilmesi ve tabi ki yeni teknolojilerden yararlanmak gerekiyor. Veri analizinin ve toplanan bütün datanın anlamlandırılması, bunların bir sonraki süreçte de hizmet edebilmesi için belki yapay zekadan, IoT gibi farklı çözümlerden fayda sağlanmalı.

Bu bağlamda, yeni nesil ERP’lerin tüm bu fonksiyonların yanı sıra, yapay zekâ, IoT, makine öğrenmesi, RPA gibi endüstri 4.0 ile ilgili tüm kalemleri de içinde barındırması, bu teknolojik yapıya sahip olması ya da çok rahat bir şekilde entegre olması gerekiyor. Ayrıca, kesinlikle mobil ve bulutta çalışma gibi durumları da desteklemeli. Biz SAP Business One’da da bu anlamda hem teknolojik altyapı ile hem de hızlı implementasyon metodolojisi ile işletmelerin bu süreci en hızlı şekilde geçirmesine yardımcı oluyoruz.

4. Logosoft olarak, pandemi sürecinde müşterilerinize ne gibi avantajlar sağladınız?

Pandemi döneminin kuşkusuz en önemli ihtiyacı uzaktan çalışma modeli oldu. Bu dönemde, işletmeler ERP’ye güvenli ve kesintisiz bir şekilde erişmek istediler. SAP Business One’ın lisanslama modelindeki esneklikle müşterilerimiz aslında işlerine hiç ara vermeden bu süreci kesintisiz ve güvenli bir şekilde geçirmeye devam ediyorlar. Logosoft olarak, aynı zamanda Microsoft distribütörü olduğumuz için Microsoft Teams’in faydasını çok gördük. Teams üzerinden birçok SAP Business One projesi gerçekleştirdik. Aynı zamanda Logosoft’un altyapı tarafında da güçlü olması sayesinde müşterilerimizin iş süreçlerinde kesintisiz bir yapı sağlamalarına yardımcı olduk. Bu dönem pandeminin getirdiği yeni kurallarla birlikte ciddi kur artışları yaşadığımız bir dönemdi. Dolayısıyla müşterilerimize finansal açıdan da avantajlar sunarak, yatırımları konusunda destek sağladık.

5. ERP seçiminin ardından firmaları doğru bir ERP uygulaması gerçekleştirmek için birçok adım bekliyor. Bu adımların başında ise kuşkusuz doğru bir ERP stratejisi oluşturmak geliyor. Endüstrideki tecrübenizin ışığında, 2021 yılında firmalar nasıl güçlü bir ERP stratejisi oluşturabilirler?

Her şeyden önce işletmelerin vizyonlarını belirlemesi, dijital dönüşüm açısından kritik bir önem teşkil ediyor. Pandemi ile birlikte birçok işletme, iş yapış şeklini, sundukları ürün ve hizmetleri hızlı bir şekilde değiştirmek durumda kaldı. Tedarik zincirinden tutun da insan kaynaklarına dek, işletmelerin her sürecini dijitalleştirmesi gelecekleri açısından büyük önem taşıyor. Dijital dönüşümün ilk adımı olan ERP konusunda da yalın, mobil ve bulut yaklaşımını benimseyen bir seçim yapmalılar. İşletmelerin önümüzdeki on yıllık performansları, bugün dijital dönüşümlerini ne kadar hızlı gerçekleştirdiklerine bağlı. Dijital dönüşümdeki en önemli araçlardan birinin de ERP olduğu düşünülürse, doğru ERP’yi seçmek işletmelerin bu süreçten dirençli ve başarılı çıkmasının tek yolu olduğunu söyleyebilirim.

Shares: