IAS Bölge Satış Yöneticisi Ertaç Yıldız, tecrübelerinden yola çıkarak firmaların dijital dönüşüm yolculuklarını değerlendirdi. “Bence ideal dönüşüm sürecini, özellikle yöneticilerin ve çalışanların, bu konuda bilgilenmesi, dönüşümü kabullenmesi ve harekete geçmesi olarak düşünebiliriz” diyen Yıldız ile tüm dünyada gerçekleşen dijital dönüşümü konuştuk.
Kendi perspektifinizde bir kurumun ideal dönüşüm süreci nasıl olmalıdır?
Dönüşümü anlamak için toplumların tarihlerini incelemek etkili bir yöntem olabilir. Bazı toplumların koşulları değiştirmesi, diğerlerini değişen koşullara uyum sağlamak zorunda bırakmıştır. Günün sonunda ilkel toplumlardan modern toplumlara yaşanan dönüşümle dijital dönüşüm arasında yapısal olarak hiçbir fark yok diyebiliriz! Bence ideal dönüşüm sürecini, özellikle yöneticilerin ve çalışanların, bu konuda bilgilenmesi, dönüşümü kabullenmesi ve harekete geçmesi olarak düşünebiliriz. Diğer bir ifadeyle ilk aşamada dijital dönüşüm sizi ilgilendiren boyutuyla nedir, ne kazandırır ve nasıl kazandırır iyice araştırıp anlamak gerekir. Böylece kaçınılmaz olan bu dönüşümün ne kadar önemli olduğu fark edilip içselleştirilebilir ve nihayetinde uygulamaya geçilebilir.
Dijital dönüşüm sürecinde IAS olarak sunduğunuz katma değerler nelerdir?
Öncelikle dijital dönüşümü, gelişen teknolojiye düzenli olarak uyum sağlamak, şeklinde algıladığımızı ifade etmek isterim. Yazılım teknolojilerinin son yıllarda en çok gelişme kaydeden teknolojilerden olduğu da çok açık. Günlük hayatımızı kolaylaştıran, düzenleyen, bizi bilgiye etkili ve hızlı ulaştıran tüm araçların arkasında yazılımlar var. Örneğin, navigasyon ve harita uygulamaları, internet arama motorları, banka uygulamaları, sağlık uygulamaları, iletişim uygulamaları… Peki işletmeleri kendi içinde bir ekosistem olarak düşündüğümüzde onların hayatını kolaylaştıran ve standartlaştıran yazılımlara ihtiyaçları yok mu? IAS’nin kurumsal kaynak planlama çözümü caniasERP, firmaların sistemlerini standartlaştırabilmek için var. caniasERP sayesinde firmalar iş süreçlerini çok daha hızlı, sürdürülebilir ve izlenebilir kılıyorlar. Bilgiye hızlı ulaşmak için harcanan efor minimuma iniyor ve doğal olarak maliyet de azalıyor. Firmalar bu sayede çok daha hızlı kararlar vererek işlerini çok daha düşük bir maliyetle çözüme kavuşturuyorlar. Dolayısıyla rekabette de ciddi avantaj elde ediyorlar. Sürdürülebilir bir sistem; tekrarlayan işlerin ERP’de hatasız ve kişiden bağımsız olarak yapılabilmesi demektir. Büyümenin kurumsal bir yapıyla ve gerçekten ihtiyaç kadar kaynakla, planlı şekilde gerçekleşmesi ERP yazılımlarıyla sağlanabilir. İzlenebilir süreçlerle herkes aynı veriyi görüp aynı dili konuşabilir. Böylece şirketlerin içerdeki koordinasyonu en üst düzeye çıkar, hatalar görünür olur, iş ve ürün kalitesi yükselir.